atina'da "şöyle bir çıkalım da bir yerlerde kahve içelim" dediğinizde gidecek yerimiz neyse ki bol. şehirde hiçbir şey yoksa binlerce cafe/bar var. üstelik her semtin ve hatta mahallenin kendi mekânları olduğundan eviniz veya kaldığınız yer neresiyse çıkıp 5-10 dakika yürüdükten sonra bir yerlerde oturup kahve ya da bira, belki de bir kadeh şarap içecek yer bulmamanız neredeyse imkansız.
bütün bu mekanların arasında gerçekten zevkle, sakince ve uzun uzun oturabildiklerimizin sayısı ise dürüst olayım o kadar çok değil. sizi bilmem ama ben gece gezmesi niyetinde değilsem, akşama doğru ya da öğleden sonra bir mekanda kendi kendime ya da arkadaşlarımla takılacaksam içi biraz özenle döşenmiş, çalışanları kibar, mümkünse bana göre güzel müzik dinleyebileceğim ve insanların bağırarak konuşmadığı yerleri tercih ediyorum. bu yazıda bahsedeceğim mekan kain ise tüm bu istediğim özellikleri barındıran, sessiz sakin bir mekan.
pangrati ve mets semtleri arasında kalan bi bölgede, ünlü yunan isimlerin mezarlarının da bulunduğu atina birinci mezarlığı yakınlarındaki kain yaklaşık iki ay önce açıldı. ben de bu ünlü ve hakkında burada da ayrı bir yazı yazacağım mezarlığı merak edip gittiğim gün keşfettim zaten kendisini. ben içeriye girdiğimde benim dışımda iki kişi daha vardı sadece, biri gazetesini okuyor diğeri ise laptop ekranına bakıyordu sessizce. acaba otursam mı oturmasam mı diye düşünürken portishead çaldığını duyunca cam kenarındaki masaların birinde kendimi bulmam iki üç saniyeyi almadı. mekan ben oradayken radyo eksen şarkıları çalmaya devam ederek beni fazlasıyla mutlu etti. müdavimleri ben oradayken yavaş yavaş mekanı doldurdu ve özellikle bar çevresinde oturarak benim en sevdiğim manzalardan birine doya doya bakmama sebep oldu. bar çevresinde insanların oturduğu, çalışanlarla müşterilerin muhabbet ettiği mekanları oldum olası sevmişimdir çünkü.
mekanın ismi yunanca "καϊν" olarak yazılıyor ve ismini adem'in büyük oğlu olduğuna inanilan kabil'den alıyor. içeriye girer girmez gözümüze çarpan -benim çok beğendiğim- resim ünlü ressam rubens'in "cain slaying abel" eserinin yeniden yorumlanmış hali. içeride kalabalık grupları ağırlayan oldukça büyük dikdörtgen bir masa ve etrafındaki üçer ikişer kişilik yuvarlak mermer masalar retro ve ikinci el farklı tarzda sandalyelerle beraber göz ökşuyor. mekanın camları oldukça büyük ve cam kenarında oturmak büyük bir keyif. mekan, sorunsuz çalışan wi-fi ile benim gibi bilgisayarı ile gelip sessizce çalışmak isteyenler için de oldukça uygun. menüsü ise ne eksik ne fazla; kahve ve çay çeşitleri, bira şarap ve yüksek alkollü içki çeşitleri, kokteyller ve tatlı seçenekleri mevcut. fiyat karşılaştırmasını ise atina'nın çok meşhur agias irinis meydanı'nı dolduran popüler mekanları ile yapabilirim; yunanistan'ın neredeyse milli içeceği olan freddo espresso (espresso ile hazırlanan buzlu içecek) agias irinis mekanlarında 4 euro iken, kain'de 2,5 euro. internet sitesi olmayan ve google'da bile aratıldığında kolayca bulunmayan mekânın facebook sayfası mevcut. sayfadan anladığım kadarıyla özellikle hafta sonları daha hareketli anlara ev sahipliği yapan mekan bulunduğu semti ve mahalleyi çok seven biri olarak benim vazgeçilmezlerimden. atina'ya gelip de herkesin gittiği ve bir kahve için uzun zaman beklemek zorunda kaldığınız mekanları siz de benim gibi çok tercih etmiyorsanız kain tam size göre.
adresi: anapafseos 22 / atina
Comments