internet hayatımıza girdi gireli bazı işleri halletmek çok daha kolay. yaşadığımız şehirde ne varmış ne yokmuş öğrenmek on dakikamızı alıyor en fazla. ama bu konuyla ilgili yaşadığım şehirle biraz derdim var onu da belirtmek isterim. atina'da olan biteni, kültür sanat aktivitelerini tanıtan, anlatan merkezi bir platformu ben daha bulamadım. ya benim beceriksizliğim ya atina'nın suçu. neyse ki üç beş gün önce yine deli tavuk gibi başka bir şey ararken şehirdeki jazz konserlerini / aktivitelerini gösteren bir web sayfasına rastladım. sabah akşam jazz dinleyip uzmanı olduğumdan değil ama ziyaret ettiğim, yaşadığım şehirde jazz bar varsa, özellikle canlı performanslara da ev sahipliği yapıyorsa gitmek isterim. pazar günü sayfayı kurcaladığımda da gördüm ki eve -yakın sayılabilecek- bir mekanda jazz jam session gecesi var, kar kış demedim hava soğuk demedim, çıktım evden.
mekan zografou'da. zografou ise atina'nın öğrenci semti; atina'nın en büyük iki üniversitesinin kampüsü burada, dolayısıyla öğrenciler de... her öğrenci semti gibi burası da pek güzel değil; binalar özensiz ve bakımsız, ziyaret edilmeye değecek çok fazla şey yok ama bu şehrin capcanlı bir semti mi? evet! öğrenciler burada atina standartlarına göre çok da hesaplı olmayan ama kampüslere yakın apartman dairelerinde yaşıyorlar. semtin en bilinen caddelerinden olouf palme caddesi'nde sıra sıra ayaküstü bi şeyler atıştırabildiğimiz yemek mekanlarını, barları ve cafeleri görüyoruz. urban bar ise bu bu caddenin papagou caddesi ile kesiştiği köşede yer alıyor.
tentesinin üstüne ismi ampullerle yazılmış urban'ı görmek pek zor olmuyor. bir hızla giriyorum içeri, mekan beklediğimden büyük çıkıyor. içeriye girdiğim gibi sahnede müzisyenleri görüyorum, çoktan başlamışlar bile. sahneye tam karşıdan bakan büyük masaların birinde yer var, hemen oturuyorum. çoğunluk öğrenci ama barda benim gibi "yaşını başını almış" insanlar da var. müzik çok güzel, sahnedeki müzisyenler sabit değil, zaten istenen de bu. jam session kim ne çalmak istiyorsa onun sahneye çıktığı ve plansız programsız bir şekilde diğer müzisyenlerle beraber performans sergilediği şahane bir olay sonuçta. insan uğultusu olabildiğince az, çoğunluk müziğin tadını çıkarmaya gelmiş. uzun uzun insanlara bakıyorum ben de; sahne önünde müzisyenlerin arkadaşları, sahneye uzak köşede "gelmişken müzik dinleyelim ama muhabbetimizden de eksik kalmayalım" dercesine hararetle muhabbet eden öğrenciler, rahat koltuklarda el ele mutlu mutlu oturan sevgililer, geçerken uğrayıp "dur şur da bi şeyler içelim eve gitmeden" diyen yakın arkadaşlar... hepsi burada. hemen arkamda 40-50 yaşlarında iki kadının ellerindeki şarap kadehleriyle müziğe eşlik ettiklerini gördüğümde neden atina'da bu kadar mutlu olduğumu tekrar anlıyorum. o kadınlardan biri benim teyzem, ablam, kuzenim olabilir çünkü. büyük bir ihtimalle evleri de en fazla bir taksi uzaklığında. ama pazar gecesi demeyip, dizi izlemeyip burada, bu mekanda olmayı tercih ediyorlar. tıpkı mekandaki diğer insanlar gibi. iki saatin sonrasında mest olmuş bir halde yavaş yavaş ayrılıyorum mekandan. performans devam ediyor,mekan daha da kalabalıklaşıyor gece 11 itibariyle. tipik atina işte. pazar da olsa gece 11 sonrasında insanlar hala dışarıda. ben içimdeki emekli hollandalı ozan'a boyun eğiyor ve şahane ezgileri ardımda bırakıp yürüyorum eve doğru. eindhoven'da yaşarken de pazar günlerinde kayda değer şeyler yaptığımda hissettiğim mutluluk burada da gösteriyor kendini. atina'da farklı bir şey yapmak isterseniz gönül rahatlığıyla urban'a gelebilirsiniz. zografou da urban da belki görülmesi gerekenler listesinde üst sıralarda olmayabilir ama her şehrin gizli saklı köşeleri vardır keşfedilmeyi bekleyen, burası da onlardan biri işte.
adresi: oulof palme 48 / atina