top of page

HAYDİ DİSKOYA GİDİYORUZ!


80'lerin çılgın eğlence ortamı diskotekler dünyanın pek çok şehrinde haritadan silinmiş olabilir. hiçbir kadın artık, permalı saçlarının önünü kabartıp kelebek tokayla tutturarak, fuşya rengi taytıyla pistlerde salınmıyor. kısa kollu, parlak renkli gömleğiyle o güzel mi güzel kadına eşlik eden abiler de yok artık. bandanasıyla ortalıkta cirit atan yaşar alptekin zaten artık başka bir dünyanın insanı. şaka bir yana, diskotekler hayatımızdan çıkalı epey oldu. eğlence anlayışının ve eğlence mekanlarının belirli dönemlerde değiştiği gerçeğini kabullendik zaten. 90'lar sonunda ve 2000'ler başında çok popüler olan hangardan bozma gece kulüpleri yok artık mesela, bir zamanlar yere fıstık kabuğu attığımız cadde mekanları da kapandı. şimdi tuğla duvara asılmış tasarım bisikletlerin asılı olduğu, asık suratlı çocukların çalıştığı mekanlarda takılıyoruz. dans da etmiyoruz pek zaten, genelde elimizde bir telefon oluyor ve o telefonla birbirinden güzel fotoğraflar çektiğimize inanıp orada burada paylaşıyoruz. her dönemin kendine göre cool ve rağbet gören mekanları oluyor, çok normal.



ancak şehir olarak da hâlâ, ziyaretçilerine 90'lar ruhu aşılayan şehir atina'nın bu konuda size bir sürprizi var. dans pistlerinin tozunu attırmayı, diskotek ruhuna gönülden bağlı olanları cennette hissettirecek bir yere gidiyoruz bu yazımızda: disco boom boom! "diskotek mi kaldı gözünü seveyim?" dediğinizi duyar gibiyim ve çok ciddiyim, atina'da yıllardır aynı yerde, aynı şekilde, hiç değişmeyen bir diskotek bulunuyor. son zamanlarda açılmadı, hiç kapanmadı ve de günümüz zamanına (dekorasyon ve müzik seçimi konusunda) uyarlanmadı. o zaman çıkarın kelebek tokaları, rengarenk gömlekleri, parlak taytları! gidiyoruz.


disco boom boom, şehrin en büyük semtlerinden kallithea'da. merkezden birazcık uzakta, şehrin güneyinde, venizelou ve posidonos caddelerinin kesiştiği köşede bulunuyor. zaten kafanızı kaldırdığınızda bir binanın tüm yüzeyini saran, oldukça 80'ler tabelasını görmemeniz mümkün değil. giriş kapısında iki abi sizi şöyle bir süzdükten sonra içeri davet ediyor. karanlık ve metruk binanın merdivenlerinden yukarı çıkarken “acabaaa?” diyecek ve biraz tedirgin olacaksınız, biliyorum ama devam edin. diskonun girişinde bir masa ve orada çok neşeli bir abla var, o ablaya kişi başı 10 euro verecek ve biletlerinizi alacaksınız. 10 euro bir içki ve çerez olarak geri dönecek size. sonrasında sipariş verdiğiniz her içki 5 euro. İçeriye girdiğinizde ise gözleriniz kamaşacak; leopar desenli sandalyeler, parlak sentetik masa örtüleri, çılgın disko ışıkları, rengarenk balonlar, 80’lerde donmuş kalmış çalışanlar, birbirinden plastik aksesuarlar… ben adımımı attıktan sonra bir beş dakika ağzım açık, hiçbir şey diyemeden uzun uzun baktım mekana sadece.

peki boom boom ziyaretçileri kimler? hırlı mı hırsız mı bu insanlar? o konuda da birkaç şey söyleyeyim. boom boom’a, kimi ararsanız geliyor; bekarlığa veda partisi düzenleyen arkadaş grupları, annemiz babamız yaşındaki amcalar teyzeler, mekanın ne kadar orijinal olduğunu duyup gelmiş hipster gençler, muhasebeci sedat abi kılıklı insanlar, bizim gibi şaşkınlıktan gözleri büyümüş yabancılar, piyasa yapmaya hevesli genç erkekler… uzun zamandır bu kadar, tek bir gruba ait olmayan insanların bulunduğu bir yere gitmemiştim. kimse kimsenin umrunda değil, herkes dans etmeye ve eğlenmeye gelmiş, herkes mutlu. piste içki ve sigara ile çıkmak yasak, bu konuda çok ciddiler. pistte dans edecek ve yeteneğinizi göstereceksiniz. pistin dibindeki kabinde bulunan DJ her şarkı öncesi açıklama yapıyor, dans etmeyenlere ayar çekiyor, güzel kadınlara iltifat ediyor (siz, mor gömlekli hanım, ne kadar da güzel sallıyorsunuz poponuzu!) ve herkesi coşturuyor. aklınıza gelebilecek bütün 80’ler 90’lar dans şarkıları çalıyor burada. big in japan, all that she wants, vogue, macarena… gecenin ilerleyen saatlerinde slow şarkılar da çalıyor ki tüm gece birbirine kaçamak bakış atanlar bir bahane bulsun da yakınlaşabilsinler diye, her şey o kadar mükemmel ki anlatması çok zor. belirli bir süre sonra ise bu kadar yabancı sözlü müzik yeter deyip bir süre yunanca şarkılar çalıyorlar. bütün gece dans etmiş kalabalık, yorgunluğa aldırmadan tekrar coşuyor mekanda.




boom boom, farklı bir gece geçirmek isteyenlere ilaç gibi geliyor. kurtlarınızı dökmek, durmadan dans etmek, ne giydiğinize bakmayan insanlar arasında kendinizi kaybetmek ve eski günlere geri dönmek istiyorsanız hiç beklemeyin. atina’da buzuki eşliğinde tipik yunan yemekleri de yemeliyiz, turist olmanın gerekliliği ama farklı bir şeyler yapmak istiyorum derseniz boom boom aklınızda olsun.

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page