top of page

OLİMPİYATLARIN ARDINDAN


tarihler 5 eylül 1997 gününü gösterirken dünyanın gözü isviçre’nin lozan kentinde toplanan olimpiyat komitesindeydi. 28. olimpiyat oyunlarına hangi şehrin ev sahipliği yapacağına karar vermek üzere toplanan komite, finalde kendisi ile beraber yarışan roma’yı eleyen atina’yı 2004 yaz olimpiyat oyunlarının ev sahibesi yapmayı uygun gördü.


90’lar ve 2000’lerin başında ekonomik olarak en rahat zamanlarını ve altın çağını yaşayan yunanistan şüphesiz bu haberle dünyanın odak noktası haline geldi. olimpiyatlar yaklaşırken tam da yunanistan’dan beklenildiği gibi olimpiyat köyünün açılışa yetişmeyeceği haberleri gelse de korkulan olmadı ve 28. yaz olimpiyatları 13 ağustos 2004 akşamı görkemli bir açılışla başladı.


ünlü ispanyol mimar santiago calatrava’nın imzası attığı olimpiyat köyü için şehrin kuzeyindeki marousi bölgesi seçildi. olimpiyat stadı 1986 yılında çoktan inşa edilmişti ancak oyunlar için yenilendi ve olimpiyat köyü çevresine kuruldu. şehrin merkezi ve orta-üst sınıfın tercih ettiği kifisia arasında kalan bu boş alan böylece olimpiyat köyü ve yıllardır yapılması planlan attika otobanı ile değerlendirildi.

yedi milyar euro harcanmış olimpiyat köyü hakkında özellikle son senelerde çıkan haberler genelde olimpiyat köyünün ve oyunlar için yapılmış bütün tesislerin artık harabe haline geldiği ve kullanılmaz halde olduğu üzerineydi. 2004 senesinde avrupa futbol şampiyonu, 2004 yaz olimpiyatlarını “eve hoş geldiniz” diyerek düzenleyen, 2005 senesinin eurovision galibi yunanistan artık kriz haberleri ile anılırken kullanılacak en güzel görsel malzemelerden biri de terk edilmiş ve kaderine terk edilmiş olimpiyat köyü idi. güzel günler bitmişti.


ben de bunun üzerine merakımı yenemeyip, yanlış hatırlamıyorsam iki ay önce ziyaret etmiştim olimpiyat köyünü. hem hayatımda hiç olimpiyat köyü görmemiştim, hem bu harabeye döndü haberleri ilgimi çekmişti, hem de bir zamanlar calatrava’nın ben de sıkı takipçisiydim.


olimpiyat köyüne gitmek oldukça kolay. atina metrosunun en eski hattı olan yeşil renkli bir numaralı hattın irini durağında indiğinizde giriş kapısına yürümeniz beş dakika sürüyor sürmüyor. ben içeri adımımı attığımda açık ortak alanda hızlı yürüyüş yapan emekli yunan teyzeler amcalar ve biraz daha hızlı ve profesyonel bi şekilde egzersiz yapan daha genç insanlar vardı. girer girmez karşınızda aslında 91 senesinde inşa edilen ama olimpiyatlar için calatrava tarafından tasarlanıp yenilenen velodrome duruyor. solunuzda ise yine calatrava tarafından tasarlanmış metal “arch-kemer” tüm instagram meraklıları için tüm ihtişamıyla size bakıyor. şaka bir yana kavisli bu yapı gerçekten de fotoğraf çekmeyi sevenleri en şahane gölge oyunları ile mutlu ediyor. ben oradayken profesyonel olarak çekilen evlilik albümleri için poz veren bir gelin ve damat bile vardı. sola doğru yürümeye başladığınızda kapalı spor salonunu ve biraz ileride olimpiyat stadını görüyorsunuz. olimpiyat stadı oyunların bitişinden sonra birçok konsere ev sahipliği yapmış ve ara sıra hala yapıyor olsa da kendi halinde, gözüme beklediğimden daha az görkemli geliyor. kapalı spor salonu ise inşa edildiği 95 senesinin mimari stilini taşıyor



olimpiyat köyüne ismini veren spiros louis ise 1896 senesinde yine atina’da gerçekleşen ilk modern olimpiyatlarda altın madalya almış bir maraton koşucusu. üstelik olimpiyat köyünün şu an bulunduğu bölgeden, yani marousili bir milli kahraman.


ben olimpiyat stadı çevresini turlayıp,kapalı spor salonunun da bir cephesini tamamen yürüyerek hâlâ kullanımda ve aktif olan olimpik yüzme havuzlarını da görerek olimpiyat köyü ziyaretimi tamamladım. oyunlardan sonra ekonomik krizin de etkisiyle pek yatırım yapılmayan ve çivi çakılmayan tesislerin durumu evet çok iç acıcı değil ama gözümüzün önüne getirilen resim kadar dramatik de değil. stadyum hala uluslararası futbol maçları için, kapalı spor salonu basketbol maçları ve özel organizasyonlar için, yüzme havuzları çocuk ve gençlerin katıldığı yüzme kursları için ve tenis merkezi milli / uluslararası tenis müsabakaları için kullanılmakta.




Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page